Turizme Kalifiye Eleman Lazım ama Kalifiye Yönetici de Lazım

Takip Edin: twitterlinkedinyoutubetwitterlinkedinyoutube
Paylaşın: FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

Turizm sektörünün en önemli sorunlarından birisi de kalifiye elaman eksikliği.

Özellikle güney ve ege bölgesindeki otellerin çoğu 6-7 ay açık kalabiliyor. Bu da gençlerin her kış 5-6 ay işsiz kalmasına sebep oluyor. Bu ve benzeri sebeplerle de gençler turizmi bir meslek dalı olarak görmüyor, geçici bir iş kolu olarak görüyorlar.

Yorucu çalışma koşulları, uzun çalışma saatleri, düşük ücret, insanca muamele görmemek, kariyer yolunu görememek, adaletsizlik sebebiyle birkaç sene çalıştıktan sonra sektör değiştiriyorlar.

Şehir otelleri 12 ay faal olduğundan durum biraz daha iyi. Ancak kıyı otellerindeki personel eksikliği şehir otellerindeki personel sirkülasyonunu da olumsuz etkiliyor.

Turizm sektöründe 1 yıl bir işletmede çalışabilmek başarı sayılıyor. Özellikle bazı işletmelerde patronlar ellerinde kılıçla dolaşıyor ve sürekli kelleler uçuruluyor. Doğal olarak bu tür işletmelerin adı çıkıyor ve personel bulamıyorlar.

Genel olarak eğitimdeki planlama eksikliği, maalesef turizm okulları ve öğrenci sayılarında da kendini göstermektedir. Üniversiteler, STK’ları, turizm sektör temsilcileri ve turizm bakanlığı yetkilileri birlikte orta ve uzun vadeli planlar yapmalı. Hangi bölgeye kaç yataklı otel açılacak, bu otellere hangi yollar ve havalimanı hizmet verecek, bu bölgede kaç adet turizm fakültesi ve meslek lisesi açılacak, bölgedeki halk turizm açısından nasıl bilinçlendirilecek, esnaf nasıl denetlenecek ve daha bir sürü konu planlanmalı…

Yeni turizm liseleri ve meslek yüksek okullarının açılması teşvik edilmeli ve gençlerimiz iş garantisiyle bu okullara yönlendirilmelidir. 2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle Türkiye’de 36.259 öğrencinin eğitim gördüğü 135 Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi (AOTML) ve çeşitli üniversiteler ve meslek yüksek okulları bünyesinde eğitim gören toplam 69.795 öğrenci bulundurmaktadır. 2014-2015 eğitim öğretim yılı itibariyle Türkiye’deki üniversiteler bünyelerinde 26 adet Turizm Fakültesi bulundurmaktadır.

Bu okulların sayısı arttırılmalı, eğitim müfredatı gözden geçirilmeli, yeni bilgiler, beceriler ve teknolojiler müfredata eklenmelidir.

Turizm bakanlığı alternatif turizmi teşvik etmeli, inanç turizmi, yayla, golf, kültür, av, termal, sağlıklı yaşam, kongre turizmi, futbol, mağara, kuş gözetleme, bitki inceleme, kayak, trekking, yatçılık, rafting, yamaç paraşütü, triatlon, paraşüt, dalış ve benzeri alternatif turizm organizasyonlarını desteklemelidir. Devlet alternatif turizm acentelerine getirdikleri turist başına “cazip” teşvikler vermelidir.

Peki profesyonel turizm yöneticileri olarak biz neler yapmalıyız? Neyi eksik yapıyoruz? Özdeğerlendirme yapıyor muyuz?

Öncelikle gençleri yetiştirmek, mesleği sevdirmek ve sektörde tutunmalarını sağlamak için onlara insanca çalışma şartları sunmalı, eğitim, adil ücret ve kariyer koçluğu vermeliyiz.

Çalıştığımız oteller kıyı oteliyse sezonu uzatmak için çalışmalar yapmalıyız. Alternatif turizm türleri geliştirmeli ve pazarlamasını yapmalıyız. Böylece daha uzun süreli çalışma koşulları sunabildiğimiz personeli kaybetmeyiz.

Yurtiçi ve yurtdışı fuarlarda bölgemizi pazarlarken, pastayı büyütmek için, yerel yönetim ve kamu desteğinin yanında rakip otellerle de işbirliği yapmalıyız.

Bölgemizdeki rakip otellerle rekabeti fiyatla değil hizmetle yapmalıyız. Aksi halde fiyatlar düştükçe daha az elemanla insanüstü efor harcamak zorunda kalırız ve çalışanlara insani çalışma koşulları sunamayız.

Turizm fakülteleri ve okullarıyla işbirliği yaparak okullardaki derslere konuşmacı olarak konuk olalım. Öğrencilerle yakın ilişkiler kuralım onlara yeri geldiğinde abilik ablalık yapalım yeri geldiğinde öğretmenlik.

Zorunlu olarak staj yapan gençleri bedava iş gücü olarak görmeyelim ve onları gerçekten eğitelim. Öğrenciler mesleğiyle ilgili daha çok şey öğrendiği işletmede çalışmayı tercih edeceklerdir. İşini severek yapan bir stajyerin neleri başarabileceğini kendi gözlerinizle görün.

Elemanları eğitmekle uğraşmayalım nasılsa kaçıyorlar kafasını değiştirelim.

İşe alırken 2-3 aşamalı görüşme yapıp, sınav, kişilik testleri, referans kontrolleri yaptığımız çalışanları, ilk hatalarında, bir kelamla, muhasebe departmanı üzerinden kovmayalım. İşten çıkardıklarımıza da, kendisi ayrılanlarla da işten çıkış mülakatı yapalım.

Profesyonel otel yöneticileri olarak patronlarımıza, duymaktan hoşlandıkları yalanları değil, doğruları söyleyelim. Odağı insana hizmet olan turizm endüstrisinde çalışanlarımızın da insan olduğunu gözden kaçırmayalım. Mutlu çalışan, mutlu misafirler yaratır.

Ve şu anda aklıma gelmeyen daha bir sürü şey… Özetle turizme kalifiye eleman lazım ama kalifiye yönetici de lazım.

Sevgi ve Saygılarımla
Doruk Aktoprak
www.DorukAktoprak.com

#Turizm #Otel #İnsan #MutluÇalışan #MutluMisafir #Kalifiye #Eleman #Yönetici #Aranıyor #Plan #Eğitim

Takip Edin: twitterlinkedinyoutubetwitterlinkedinyoutube
Paylaşın: FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

İyi Bir Yöneticiye veya Patrona Sahip Olduğunuzun 20 Açık İşareti

Takip Edin: twitterlinkedinyoutubetwitterlinkedinyoutube
Paylaşın: FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail

İyi Bir Yöneticiye veya Patrona Sahip Olduğunuzun 20 Açık İşareti

İnsanların işleriyle ilgili düşüncelerini belirleyen en önemli unsurlar nelerdir?

Maaşı, statüsü ya da çalışma koşulları mı?

O işin kişinin yeteneklerine uygun olması mı?

Evet, akla ilk gelenler bunlar olabilir. Bu konuda sizinle hemfikirim.

Peki, ama yöneticinin iyi olup olmamasını neden gözden kaçırıyoruz?

Yani bir iş için harika diyebiliyorsak eğer, bu noktadaki en önemli şeylerden birinin de iyi bir patron veya iyi bir yönetici olduğunu neden hesaba katmıyoruz?

Aslında iyi bir patronun çalışan için en önemli şeylerden biri olduğunu biliyor, ama bu faktörü en son sıralara atıyoruz.

Oysaki bir işin çalışma koşulları ne kadar iyi olursa olsun, başımızda kötü bir patron olduğu takdirde iş hayatında hiçbir zaman mutlu olamıyoruz.

İşte tam da bu nedenlerden dolayı, yüksek ücretler alan; ama işe mutsuz giden milyonlarca çalışan var.

Kötü patronlar tarafından yanlış yönlendirildiği için heba olan binlerce yetenek, aslında kendisi için doğru işte çalışan; ama kötü patronu nedeniyle işinden nefret eden sayısız başarılı profesyonel var.

Tabii, durum her zaman bu kadar kötü değil. Çünkü kötü yöneticilerin yanı sıra başarılı bir lider olabilmek için çaba harcayan iyi patronların hiç de az olmadığını biliyoruz.

Çalışanlarına yol gösteren, takım arkadaşları için her zaman en iyisini isteyen, insanlara işleri yerine getirmesi gereken köleler olarak değil de tek tek bireyler olarak bakan iyi patronlar…

Harika bir işe sahip olduğunu söyleyenlerin bu şekilde düşünmelerinin en önemli nedenlerinden biri de işte bu iyi patronlardır.

Çünkü yöneticiler ya da patronlar, bir işin sevilerek yapılmasındaki en önemli faktörlerden biridir.

Yani iyi bir patron tarafından yönetilen bir avukat da harika bir işe sahip olduğunu söyleyebilir, iyi bir patronu olan bir bulaşıkçı da!

Burada ne iş yaptığınızdan daha çok önem taşıyan şey, işinizi size sevdirecek başarılı biri tarafından yönetilip yönetilmediğinizdir.

Yoksa size dünyaları da verseler, kendinize ait lüks bir odanız da olsa, arabanız, binlerce liralık kazancınız da olsa; eğer patronunuzdan memnun değilseniz onu doğru ya da harika olarak tanımlayamazsınız.

Uzun lafın kısası, iyi patronlar veya yöneticiler hem çalışanların hem de şirketlerin başarısı için kritik bir öneme sahiptir.

Sonuçta bugün iyi bir patrona sahip olduğunuzu gösteren işaretlerden oluşan bir liste hazırladım.

Bu listenin hem çalışanlar hem de yöneticiler için faydalı olacağını umuyorum.

Dilerseniz incelemeye hemen başlayalım!

1.Yeteneklerinizi Takdir Eder

Yeteneklerinizi Takdir Ederİyi bir patron, çalışanının yeteneklerini takdir etmenin ne kadar önemli olduğunu bilir. Onlar takımlarındaki hiç kimsenin becerilerini küçümsemezler. Yani siz de yaptığınız işlerin ne kadar başarılı olduğu konusunda patronunuz tarafından takdir ediliyorsanız, iyi bir patrona sahip olduğunuz için kendinizi şanslı hissedebilirsiniz.

2.Gerektiği Zaman Suçu Üstlenir

Gerektiği Zaman Suçu Üstlenirİyi patronlar veya yöneticiler, karşılaşılan her başarısızlığın suçunu çalışanların üzerine yıkmazlar. Onlar gereken zamanlarda sorumluluğu üstlenir vaya takım arkadaşlarıyla paylaşırlar. Bu gibi durumlarda suçlayıcı bir tavır takınmak yerine, toplantı yapar ve çalışanlardan fikir alırlar. “Nerede hata yaptınız da böyle oldu” demek yerine “hatamız nerede olabilir” diye sorar, başarılar da olduğu gibi başarısızlıklarda da payları olduğunu bilirler.

3.Cana Yakındır

Cana YakındırBaşarılı patronlar, çalışanlarına karşı cana yakın davranmanın onlara “yüz vermek” anlamına gelmediğini bilirler. Siz de doğal olarak kişisel veya işle ilgili bir sorun karşısında ona başvurmaktan çekinmez, bu anlayışlı yaklaşım karşısında kendinizi minnettar hissedersiniz. Bu nedenlerden dolayı da işinize dört elle sarılır, karşınızdaki iyi ve cana yakın patronu hayal kırıklığına uğratmak istemezsiniz.

4.İletişimi Kuvvetlidir

İletişimi Kuvvetlidirİyi bir patron, iletişim yönünden güçlüdür. Eğer size bir şey anlatıyorsa, onu en ince ayrıntısına kadar anlarsınız. Kelimeleri doğru seçer, mantıklı konuşur ve bir şeyi sizin anlayabileceğiniz şekilde anlatırlar. İşte bu sayede siz de çok daha etkili bir biçimde çalışırsınız. Çünkü karşınızda sizden ne istediğini tam olarak anlatabilen bir yönetici vardır.

5.Gerekli Gereksiz Her Durumda Toplantı Yapmaz

Gerekli Gereksiz Her Durumda Toplantı YapmazBaşarısız patronlar, çalışanlarla sık sık toplantı yapmanın faydalı olacağını düşünerek büyük bir hata yaparken; iyi patronlar ise olabildiğince az toplantı yapmayı tercih eder. Çünkü onlar her birimin ne kadar çalıştığını, hangi çalışanının ne sorunu olduğunu, işlerin nasıl yürütülmesi gerektiğini biliyordur. İşleri sürekli kontrol eder ve kayda değer bir şey olmadıkça çalışanlarla toplantı yapmayı tercih etmezler. Yerli yersiz toplantı yapmanın hem bir stres kaynağı hem de bir zaman kaybı olduğunu bilirler.

6.Dinlemenin Ne Demek Olduğunu Bilir

Dinlemenin Ne Demek Olduğunu Bilirİyi yöneticiler, karşısındaki kişiyi dinlemenin ne kadar önemli olduğunu bilir. Sürekli kendileri konuşup, çalışanların ders dinlemek zorunda bırakılan öğrenciler gibi hissettirmesine neden olmazlar. Konuşmak isteyen kişileri can kulağıyla dinler ve konuyu anladıktan sonra çözüm odaklı öneriler sunarlar. Kısacası iyi bir patrona sahipseniz, karşısına dikilip geçen gün anlattığınız konu hakkında ne düşündüğünü sorduğunuzda yüzünüze boş gözlerle bakmazlar.

7.Her Şeyi Biliyormuş Gibi Davranmaz

Her Şeyi Biliyormuş Gibi Davranmazİyi patronlar kötü patronların yaptığı gibi “her şeyi ben biliyorum” triplerine girmezler. Eğer öğrenilecek bir şey varsa, onun hakkında soru sormaktan çekinmez ve yeni fikirlere karşı kulaklarını tıkamazlar. Yani karşısındaki kişinin onun astı olması, iyi patron için ondan bir şey öğrenilmez anlamına gelmemektedir. Gerektiği zaman çalışanlarına danışır ve hiçbir zaman “çok bilmiş” tavrı takınmazlar.

8.Kendi Görevi Olmayan İşlerle de Uğraşır

Kendi Görevi Olmayan İşlerle de Uğraşırİyi bir patron, mertebesinden dolayı kendisini odasına kapatıp gün boyu koltuğunda oturmaz. Çalışanlarını motive etmek için yeri geldiğinde onların işini yapmaktan çekinmez. Çalışanların arasına katılır ve onun için gereksiz olan ufak tefek işlerle uğraşırlar. Atıyorum, çalışanlarına çay dağıtırlar. Bu gibi küçük jestlerin, takımıyla arasında olan ilişkiyi güçlendirdiğini ve çok daha fazla sevilen bir patron olmasını sağladığını bilirler.

9.Öğretmekten Çekinmez

Öğretmekten ÇekinmezBaşarısız yöneticiler; çalışanların işi kendi kendilerine öğrenmeleri, sorunlarla yalnız başlarına başa çıkmaları gerektiğine inanırlar. İyi ve başarılı olan patronlar ise gerektiği zaman takımlarına öğretmenlik yapmaktan çekinmezler. İşi yapmakta sorun yaşadığını gördüğü bir çalışanın yanına gider ve ona yol göstericilik yaparlar. Çalışanlar da yöneticilerinin bu davranışı karşısında hayranlıkla onu izler ve patrondan öğrendiği işi en iyi şekilde yapmak için uğraşırlar.

10.Etkili Geri Bildirimin Ne Kadar Önemli Olduğunu Bilir

Etkili Geri Bildirimin Ne Kadar Önemli Olduğunu BilirProblemi olan veya işini yanlış yapan bir çalışan mı var? Onunla anında konuşmayı tercih eder. Ya da takımından biri kayda değer bir iş mi yaptı? Aynı şekilde kişiyi anında tebrik eder. İyi bir patron, hızlı ve etkili bir biçimde verilen geri bildirimin ne kadar önemli olduğunu bilir. Onlar bir işin değerlendirmesini günler sonra değil, olabilecek en kısa süre içerisinde yapmaya özen gösterir.

11.Olumlu Bir Atmosfer Yaratır

Olumlu Bir Atmosfer Yaratırİyi patronlar hem çalışanlar hem de kendi iyilikleri için olumlu bir atmosfer yaratmanın ne kadar önemli olduğunu bilirler. Bunun için farklı yöntemler dener, gergin bir ortamın hiç kimse için faydalı olmayacağını bilirler. Ofisi çalışmak için eğlenceli bir yer haline getirmeye çalışır, çalışanların burayı ikinci yuvaları olarak düşünmelerini sağlarlar.

12.Esnekliğin Başarının Anahtarlarından Biri Olduğunu Bilir

Esnekliğin Başarının Anahtarlarından Biri Olduğunu Bilirİyi patronlar, katı kuralların kişiye hiçbir faydası olmadığını bilir. Çünkü onlar gerektiği zaman esnek davranmanın ne kadar önemli olduğunu anlamışlardır. Bu özellikleri sayesinde de her zaman yeni fikirlerle karşılaşır ve bir olayı pek çok farklı açıdan değerlendirebilirler. Çalışanlarına karşı da benimsedikleri bu tutum sayesinde, çok daha fazla sevilen ve değer verilen bir patron olurlar.

13.Çalışanlara Yetki Vermekten Korkmaz

Çalışanlara Yetki Vermekten KorkmazBaşarısız yöneticiler çalışanlarına yetki vermekten ölesiye korkar. Birine yetki verdikleri zaman şirketi ele geçireceklerini düşünür ve bu durumdan endişe duyarlar. İyi ve başarılı yöneticiler ise çalışanlarına sorumluluk vermekten kaçınmaz, hatta gerektiği zaman onların kendi kendilerine karar alabilmelerini desteklerler. Öne sürülen bir teklifi değerlendirir ve bir çalışanın önerisini uygulamadan mutluluk duyarlar.

14.Anlayışlıdır

Anlayışlıdırİyi bir patron sürekli empati yapmaya çalışır ve kararlarını düşünerek alır. Karşısındaki kişiyi sadece bir çalışan olarak değil, aynı zamanda bir birey olarak da görür ve ona bu şekilde davranır. Bir zamanlar kendisinin de bir çalışan olduğunu düşünerek, takımına anlayışlı bir biçimde davranır. Çünkü bir kişinin tam performans gösterebilmesi için başındaki yöneticiyi sevmesi, sayması gerektiğini bilir.

15.Adildir

AdildirA kişisine her zaman nazik davranıp, B kişisini gördüğünde selam vermekten kaçınan patronlardan değildir. Ya da birine sürekli tolerans gösterip, bir diğerinin ufak bir hatası karşısında onu yargılamaya kalkışmaz. 10 kişilik bir ekibi olsa da 100 kişilik bir ekibi olsa da her birine karşı adil davranmaya çalışır. Kötü patronların yaptığı gibi sadece pohpohçularının yanında olmaz.

16.İş Yeri Dedikodularından Hoşlanmaz

İş Yeri Dedikodularından HoşlanmazBazı yöneticilerin yaptığı gibi çalışanların ağzından takım arkadaşları hakkında laf almaya çalışmaz. Ya da birilerine gizli görevler verip, insanların aklında çalışanlarına güvenmiyormuş gibi bir şüphe uyanmasına neden olmaz. Köşe başlarında yapılan fiskosları onaylamaz, aksine böyle bir durumla karşılaştığı zaman çalışanlarını nazikçe uyarır. Çünkü ofis içi dedikoduların bir iş yerine her zaman zarar verdiğini bilir. Bu nedenden dolayı da dedikoduyu onaylamaz ve çalışanlarının gözünde iyi bir model olmaya çalışır.

17.Kriz Anlarında Sakin Kalır

Kriz Anlarında Sakin KalırBaşarılı yöneticiler, kriz anlarında sakinliklerini korumaya devam ederler. İşler ne kadar kötüye giderse gitsin, bir panik havası yaratmak yerine çözüm odaklı düşünmeye çalışırlar. Kötü patronlar ise bu gibi durumlarda etrafındaki kişilere bağırıp çağırarak, iş yerinde fırtınalar estirerek profesyonel olmayan davranışlar sergilerler. Bunun kendilerine hiçbir yararı olmayacağını, yarardan öte zararının dokunacağını bilmezler. İyi patronlar ise yaşanılan krizin etkilerini başkalarına hissettirmemek için çaba harcarlar.

18.Sadece Büyük Olanları Değil, Küçük Zaferleri de Önemser

Sadece Büyük Olanları Değil Küçük Zaferleri De Önemserİyi yöneticiler çalışanlarının küçük zaferlerini de takdir eder. Atıyorum, yıllık hedefe doğru ilerlenen küçük bir başarının bile önemli olduğunu bilirler. Bunu çalışanlarına da hissettirirler. Ya sözlü bir tebrik ya bir mail ya da bir telefon görüşmesiyle çalışanlarına başarılarının farkında olduklarını hissettirirler. Bu bir çalışan için gerçekten motive edici bir harekettir.

19.Takım Ruhu Yaratır

Takım Ruhu YaratırBaşarısız yöneticiler çalışanların yakınlaşmasını ya da samimi olmasını tercih etmezken, iyi patronlar bu yaklaşımın tamamen tersini benimsemişlerdir. Onlar iş yerinde bir takım ruhu yaratmak için uğraşır, birbiriyle iyi geçinen kişilerin çok daha verimli çalışacağını bilirler. Mesela, mesai dışında eğlenceli organizasyonlar düzenler, çalışanların takım ruhuna sahip olması için faaliyetler düzenlerler. Çünkü başarılı bir şirketin arkasında her zaman ekip ruhuyla hareket eden güçlü bir takım olduğunu bilirler.

20.Çalışanlarına Hak Ettiği Değeri Verir

Çalışanlarına Hak Ettiği Değeri Verirİyi bir patron veya yönetici, çalışanlarına her zaman hak ettiği değeri verir. Bunu sadece kendisinin değil, çalışanlarının da bilmesini sağlar. Onlar, sorun çıkartan bir çalışanı bile kazanmak için çaba harcarlar. Gidenin yerini elbet biri doldurur gibi bir düşünce tarzını benimsemezler. Çünkü kişilere sadece bir işçi olarak değil, işin yürümesini sağlayan zincirin bir parçası olarak bakarlar.

Evet, başarılı yöneticilerin özelliklerini incelediğimiz listenin de sonuna geldiğimize göre; kendi patronunuzu nasıl niteleyeceksinizi gerçekten merak ediyorum. Belki işinizden memnun olmanızın en büyük nedenlerinden biri de söylediğim özelliklere sahip olan patronunuzdur. Ne diyorsunuz, siz de iyi bir patrona sahip olan şanslılar arasında yer alıyor musunuz?

Nesrin Bayraktar
19/02/2016 14:52:47

Takip Edin: twitterlinkedinyoutubetwitterlinkedinyoutube
Paylaşın: FacebooktwitterlinkedinmailFacebooktwitterlinkedinmail